AIS, denizde çarpışmaları etkili bir şekilde önleyebilen faydalı bir araçtır.

Tarih boyunca denizciler ve maceraperestler denizdeki konumlarını ve yönlerini belirlemek ve deniz haritalarında işaretledikleri sığlıklar ve kayalıklar gibi potansiyel tehlikeleri tespit etmek için çeşitli yöntemler kullanmışlardır. Uzaktan iletişim kurmak için özel bir sinyalizasyon sistemi geliştirmişlerdir. Günümüzde denizciler navigasyon, iletişim ve bilgi toplama için çok çeşitli sofistike ve güvenilir araç ve sistemlere erişebilmektedir. Bu araçlar arasında radar, telsizler, analog ve dijital seyir aletleri ve gelişmiş AIS sistemi bulunmaktadır. Bu araçlar sayesinde günümüz denizcileri ve kaptanları artık yalnızca yıldızlara, pusulaya ve deniz feneri sinyallerine güvenmek zorunda kalmıyor. AIS sistemi çarpışmaları önlemek için tam olarak nasıl çalışır ve ne gibi faydalar sağlar?

Denizcilikte AIS, Otomatik Tanımlama Sistemi anlamına gelir ve yer belirleme, tanımlama ve navigasyona yardımcı olmak için kullanılan bir araçtır. Radarla bazı ortak özelliklere sahip olmasına ve genellikle onunla bağlantılı olmasına rağmen, birçok yönden farklılık gösterir ve ikisi radarla karıştırılmamalıdır. Radar daha pahalı, daha karmaşıktır ve yakındaki gemilerden, engellerden ve diğer nesnelerden yansıyan dalgalar gönderme prensibiyle çalışır. Yansıyan dalgalar daha sonra bir radar monitöründe görüntülenir.

Temel anlamda AIS, bir geminin konumu, hızı, rotası ve kimlik verileriyle ilgili bilgileri düzenli olarak ileten ve alan bir sistemdir. Temel amacı, denizde çarpışmaları önlemek için gemiler arasında, gemiler ile kara arasında ve kara istasyonları arasında bir tanımlama ağı kurmaktır. Bilgiler uydu veya internet bağlantıları aracılığıyla paylaşılır ve AIS ile donatılmış tüm gemiler tarafından alınabilir. Deniz Hukuku kapsamında büyük gemilerin AIS'e sahip olması gerekirken, kiralık tekneler gibi daha küçük gemiler için bu zorunlu değildir. Bununla birlikte, AIS kullanımı tüm gemiler için seyir güvenliğini önemli ölçüde artırabilir .

AIS sistemi, gemicilik için ayrılmış olan MARINE bandında iletim yapmak için bir VHF telsizi kullanır. Veriler gemi hareket halindeyken 2 ila 10 saniye arasında, demirdeyken her 3 dakikada bir ve diğer ikincil veriler her altı dakikada bir güncellenir.

ASI içerisinde iki sınıf bulunmaktadır. AIS Sınıf A büyük nakliye ve ticari gemiler (özellikle 300 GT'den büyük gemiler, ticari feribotlar ve 15 metreden büyük balıkçı tekneleri) tarafından kullanılır. Bunlar, daha küçük gemiler için bile belirlenemeyen büyük miktarda veriyi işleyebilen pahalı ve sofistike cihazlardır. AIS Sınıf B daha ucuz, daha basit ve özel yatlar ve kiralık tekneler için uygundur. İkinci sınıf, her yarım dakikada bir güncellenen daha az veri iletir ve sinyal aralığı yaklaşık 10 deniz milidir. Bunun tek istisnası teknenin 14 deniz milini aşmasıdır, bu noktada teknenin konum bilgisi daha hızlı güncellenir.

Tüm konumlandırma ve navigasyon sistemleri başka bir tekneyle çarpışmayı veya başka bir çarpışmayı önlemek için çok iyi bir yoldur. Ancak, uygulamada her zaman kendi sağduyunuza, deneyiminize ve gerçek durumu gözlemlemenize güvenmeniz önemlidir. Özellikle açık denizlerde ve yoğun sularda, daha küçük ve eğlence amaçlı tekneler için zorunlu olmadığından, tüm teknelerin AIS ile donatılmış olduğunu varsayamazsınız. A sınıfı AIS ile donatılmış büyük gemilerin B sınıfı AIS cihazlarının yayınlarını filtrelemesi de söz konusu olabilir. Durum herhangi bir şekilde belirsizse veya emin değilseniz, her zaman bir çatışmadan kaçınmaya çalışmakla yükümlüsünüz. Gemideki aletlere ve konumlandırma ya da navigasyon sistemlerine ek olarak, çevrenizi sürekli olarak izlemek de işinize yarayacaktır. Denizde mesafenin nasıl değerlendirileceği konusunda sizin için kullanışlı bir kılavuz hazırladık.